Büyük Velilerden Sadreddin-i Konevi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, ölümün her an geleceğini düşünmeli, sıhhatin ve gençliğin ölüme mani olmadıklarını unutmamalıyız, buyurdu.

Ve ekledi:
- Çocuk ve gençlerdeki ölüm sayısının yaşlılara nisbetle daha çok olduğu, bilinen bir hakikattir. Nitekim çok hastaların iyi olup yaşadığını, çok sağlam kişilerinse çabuk öldüğünü hepimiz görüyoruz.

Sordular:
- Efendim, ölümü düşünmek ölüm getirmez deniyor. Bu doğru mu?
- Evet doğrudur. Hatta ölümü düşünmek ömrü uzatır ve çok da faydaları vardır.

- Ne mesela efendim?
- Hadis-i şerifte; (Ölümü çok hatırlayınız. Onu hatırlamak, insanı günah işlemekten korur ve ahirete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyuruldu.

Sonra şunu anlattı:
- Eshab-ı kiramdan biri diyor ki: Bir cenazeyi götürdük. Resulullah efendimiz aleyhisselam, kabir başına oturup ağlamaya başladı. Öyle ki, mübarek gözyaşları toprağa damladı.

Sonra da;
- Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hazırlanınız! buyurdu.

Son nefes korkusu

Bir gün de;
- Efendim, her Müslümanda son nefes korkusu olmalı mı? diye sordular.

Cevabında,
- Bu korkudan kurtulan kimse yoktur, buyurdu. Peygamberlerden başka herkesin son nefesi şüphelidir.

Sordular:
- Yani garantisi yok mudur efendim?
- Hayır. Son nefeste kurtulabilmek, yani imanla ölmek müjdesi, ancak vahiy ile, yani Allahü teâlânın bildirmesiyle olabilir.

Ve ekledi:
- Evet, ölüm anındaki bazı iyi alametler, o kimsenin iman ile gittiğini haber verirse de, yine kesin değil, zandır. Zan, ne kadar kuvvetli, fazla olursa olsun, kati değildir ve insanı bu korkudan kurtaramaz. Bu yüzden, son nefeste imanla ölmek için çok dua etmeli, dinimizin emir ve yasaklarına uymalı. İstisnalar hariç, insan nasıl yaşarsa öyle ölür.