Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde buyurdu ki:
- Kardeşlerim, âyet-i kerimede mealen; (Resulullahın size getirdiklerini alınız. Yasak ettiklerinden sakınınız ve Allah’tan korkunuz!) buyuruldu.

Şöyle devam etti:
- Allahü teâlânın, “Yasaklardan kaçınız!” dedikten sonra, “Allah’tan korkunuz!” buyurması, yasaklardan sakınmanın daha mühim olduğunu göstermektedir.

Sordular:
Hikmeti ne efendim.
- Dinimizin haramlardan sakınmaya önem vermesi, sakınılacak şeylerin daha çok olmasından ve faydasının daha fazla olmasındandır, buyurdu.

- Haramlardan sakınmak neden daha faydalıdır efendim?
- Çünkü, haramlardan sakınmakta nefse hiç pay yoktur. Bilakis sıkılır, kahrolur.

- Ya ibadetlerde efendim?
- İbadetlerde nefsin payı vardır. Yani emirleri yaparken, nefs de lezzet alır. Bir işte, nefse uymak ne kadar az olursa, faydası da o kadar çok olur.

Şöyle devam etti:
- İslamiyet’in emir ve yasakları, nefsi kırmak, yıpratmak içindir. Çünkü nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır. Hadis-i kudside mealen; (Nefsine düşmanlık et! Çünkü, o benim düşmanımdır) buyuruldu.

Amellerin en iyisi

Bir gün de bazı dostlarına;
- Kardeşlerim, Müslümanların sıkıntısını gidermeye bakın, buyurdu.

Ve bir hadis-i şerif nakletti:
- Efendimiz “aleyhisselam”; (Bir kimse, bir din kardeşinin sıkıntısını gidermek için, onunla hükümete [mahkemeye] giderse, Sırat köprüsünü ayağı kaymadan geçenlerden olur) buyuruyor.

- Bir hadis-i şerifte de mealen; (Amellerin, ibadetlerin efdali, en kıymetlisi, bir mümini sevindirmek veya elbise vermek veya aç ise doyurmak veya herhangi bir ihtiyacını karşılamaktır) buyuruldu.