Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün;
- Kardeşlerim! İnsanları bu dünyaya, yalnız yiyip içmek ve giyinip süslenmek için göndermediler, buyurdu. İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyiflenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık.
Sordular:
- Ne için yaratıldık efendim?
- İnsanların yaratılması, Allahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtaç, zavallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demektir.
Ve ekledi:
- Fakat bu kulluk, Muhammed aleyhisselamın İslamiyet’inin izin verdiği gibi olmalıdır. Yani Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak itikadı düzelttikten sonra, emirleri yapıp yasak edilen şeylerden sakınmak lazımdır.
Bile bile namaz kılınmazsa…
Bir gün de sohbetinde namazın öneminden bahsederken;
- Bir namazını vaktinde bile bile kılmayan, yani namaz vakti geçerken, namaz kılmadığı için üzülmeyen, dinden çıkar veya ölürken imansız gider, buyurdu. Ya namazı, hatırına bile getirmeyenler, namazı vazife tanımayanlar ne olur?
Sordular:
- Ne olur efendim?
- Namaza önem vermeyenin, onu vazife tanımayanların imanının gideceğini, dört mezhebin bütün âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir.
- Yani imanı mı gider efendim?
- Evet. Namaz mühim ibadettir çünkü. Onu bile bile kılmayıp, kaza etmeyi de düşünmeyen ve bunun için azap çekeceğinden korkmayan kimse, İslamiyet’ten çıkar.
Birbirinizi çok sevin!
Bir gün de, sevdiklerine;
- Birbirinizi çok sevin. Allahü teâlâ, birbirini çok seven Müslümanlara azap yapmayacak, buyurdu.
Peşinden sordu:
- Mümin ne demektir, bilir misiniz?
- Ne demektir efendim?
- Mümin, affedici insan demektir. Mümin, mümin kardeşlerini seven ve güler yüzlü, tatlı dilli insan demektir.
|