Evliyanın en büyüklerinden Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Müminin kalbinde yalnız Allah sevgisi olmalıdır, buyurdu. Başka şeyleri de severse, ihlas kalmaz. Hatta bu, tasavvufta şirk sayılır.

Ve izah etti:
- Mesela bir kimse, nefsinin bir arzusunu yapmak için Allah’ın emrini çiğner ve günah işlerse, o arzusu onun mabudu olur. O hali de ibadet olur. Nitekim büyüklerimiz; “Maksudun mabudundur” buyurmuşlardır.

Sordular:
- Nefsinin arzusu için günah işlemezse efendim?
- O zaman onun mabudu Allahü teâlâdır. Kalbindeki Allah sevgisi, nefsine olan sevgisine galebe çalmış ve günah işlemesine mani olmuştur.

- Peki efendim, evlat sevilmeyecek mi? Aile sevilmeyecek mi?
- Tabii ki sevilecek, hem de çok sevilecek. Ama bu sevgi, Allah emrettiği için olacak. Yani bunları, Rabbimiz emrettiği için seveceğiz, nefsimiz istediği için değil.

Mümin, mümine âşıktır

Bir gün de sohbetinde;
- Mümin, mümine âşıktır, buyurdu.

Sordular:
- Nesine âşıktır efendim?
- İmanına âşıktır. Yakup aleyhisselam, oğlu Yusuf aleyhisselama âşıktı mesela. Firakından, ağlaya ağlaya gözleri görmez oldu.

- Onun imanına mı âşıktı efendim?
- Evet. İmanına, onun Cennet güzelliğine âşıktı. Allahü teâlâ, özellik olarak Yusuf aleyhisselamda Cennet güzelliğini fazla yarattı. Fakat Onu herkes göremiyordu. Ancak babası gördü ve bu Cennet güzelliğinin firakından ağlayarak gözleri görmez oldu.

Hangi dua kabul olur?

Bir gün de;
- Hangi dualar kabul olur efendim? diye sordular.

Cevaben;
- Ağız haram yemez, dil de yalan söylemezse, edilen dua kabul olur, buyurdu.

- Peki hangi dualar kabul olmaz efendim?
- Haram yiyenin kırk gün duası kabul olmaz. Tıbben de kan değişimi kırk günde tamamlanır. Ne çekiyorsak dilimizden çekiyoruz.