Evliya-yı kiramın en büyüklerinden Mevlana Halid-i Bağdadi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Dünyada felaketlerden, ahirette azaptan kurtulmak için, iki şey lazımdır, buyurdu. Bunlar da emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak!

Sordular:
- Hangisi daha mühimdir efendim?
- Bu ikisinden daha mühim olanı ve daha lüzumlusu, ikincisidir ki, buna (Vera) ve (Takva) denir.

Ve şunu anlattı:
Resulullahın yanında, birisinin çok ibadet ettiğini, çok uğraştığını söylediler. Birisinin de, yasak edilen şeylerden çok sakındığını söylediklerinde, (Hiçbir şey, vera gibi olamaz!) buyurdu.

Bir hadis-i şerifte de;
(Dininizin direği veradır) buyurdu.

Şöyle bağladı:
- İnsanların meleklerden daha üstün olabilmesi, vera sayesindedir ve terakki etmeleri, yükselmeleri bu sayededir.

Henüz gencim demeyin!

Bir gün de bazı gençlere;
- Sık sık la ilahe illallah diyerek imanı tazelemelidir, buyurdu. Uygunsuz işlerin hepsinden Allahü teâlâya tövbe etmeli, Ona yalvarmalıdır! Belki, tövbe etmek için başka zaman ele geçmez.

Sordular:
- Henüz genciz efendim. Tövbeyi sonra yapsak olmaz mı?
- Tövbeyi hemen yapmalı ki, hadis-i şerifte; (Sonra yaparım diyenler helak oldu) buyuruldu. Yani, iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar aldandı, ziyan etti.

Ve öğüt verdi:
- Boş zamanları kıymetlendirmelidir. Bu zamanlarda, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmalıdır. Tövbe yapabilmek, Hak teâlânın büyük nimetlerinden biridir. Hak teâlâdan, her an bu nimeti istemeli, İslamiyet’ten kıl ucu kadar ayrılık bulundukça, kendini tehlikede bilmelidir.