Evliyayı kiramın en büyüklerinden Mevlana Halid-i Bağdadi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiği bir gence;
- Oğlum! Mubahları lüzumu kadar kullanmalı, fazlasından sakınmalısın, buyurdu. Bunları da, Allahü teâlâya kulluk etmek niyeti ile yapmalısın.
Ve daha açıkladı:
- Mesela, bir şey yerken, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmek için kuvvetlenmeye, giyinirken avret yerini örtmeye ve soğuktan, sıcaktan korunmaya niyet etmeli ve her mubah için gerekli niyetleri yapmalısın.
Şöyle devam etti:
- Asla haram ve şüphelilere taşmamalısın. Allahü teâlâ kullarına çok merhamet ve ikram ederek, mubah olan şeylerle zevklenmeye izin vermiş, pek çok şeyleri mubah etmiştir.
Ve ilave etti:
- Helal olan bu sayısız zevkleri, lezzetleri bırakıp da, haram edilen birkaç zevke sapmak, Allahü teâlâya karşı, ne kadar edebsizlik olur. Hem de, haram ettiği lezzetleri, daha fazlası ile mubahlarda da yaratmıştır.
Genç sordu:
- Mubahlarla zevklenmek caizdir, değil mi efendim?
- Elbette. Helal olan çeşit çeşit nimetlerin zevkleri bir yana, insanın işinden, Rabbinin razı olmasından daha büyük zevk olur mu? Bir kimsenin işini, efendisinin beğenmemesinden daha büyük cefa, sıkıntı olur mu?
Ve özetledi:
- Cennette Allahü teâlânın razı olması, Cennet nimetlerinin hepsinden daha tatlıdır. Cehennemdekilerden Allahü teâlânın razı olmaması, Cehennem azaplarından daha acıdır.
Beş vakit namaz
Bir gün de namazın öneminden bahsederken;
- Namaz kılmak, bu dinde neye benzer, biliyor musunuz? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, neye benzer? dediler.
- Nefes almaya benzer, buyurdu.
Ve izah etti:
- Yaşamak için nefes almak neyse, Müslüman için namaz kılmak odur. Havada, karada, denizde, hazarda ve seferde, sulhta ve savaşta, her yerde ve her şartta Müslüman, beş vakit namazını kılmalıdır.
|