Evliyayı kiramdan Seyfeddin-i Faruki “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün sevdiği bazı gençler;
- Efendim, iman nedir? diye sordular.
Cevabında;
- İman, Peygamber efendimizin “aleyhisselam” bildirdiği şeylere inanmak, beğenmek ve tasdik etmek demektir, buyurdu.
Ve altını çizdi:
- Sadece inanmak kâfi gelmez. Beğenmek ve sevmek de şarttır.
Sordular:
- Peygamberi işitmeyen kimsenin durumu nedir efendim?
- Peygamberi işitmeyen, Allahü teâlânın var ve bir olduğunu düşünüp, yalnız buna iman eder ve Peygamber işitmeden ölürse, bu da Cennete girer.
- Böyle düşünüp iman etmezse efendim?
- O zaman Cennete girmez. Peygamberi inkâr etmediği için, Cehenneme de girmez. Kıyamet günü, hesaptan sonra, tekrar yok edilir.
Kimler sonsuz yanacak?
Bir gün de;
- Efendim, imansız olan kimse, Cehennemde sonsuz mu yanacak? diye sordular.
Cevabında;
- Evet, böyle olacağını Efendimiz “aleyhisselam” haber vermiştir, buyurdu. Bu haber elbette doğrudur.
Ve ilave etti:
- Buna inanmak, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna inanmak gibi lazımdır.
Derin bir nefes aldı:
- Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan, sonsuz ateşte yanmak felaketini düşünse, korkudan aklını kaçırması lazım gelir.
Sordular:
- Bu felaketten kurtulmanın çaresi var mı efendim?
- Elbette. Bunun çaresi çok kolay.
- O nedir efendim?
- (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak) insanı bu sonsuz felaketten kurtarır.
|