Evliyanın en büyüklerinden Mazhar-ı Can-ı Canan “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- İslamiyet nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- İslam demek, lügatta, boyun bükerek teslim olmak demektir, buyurdu. Resulullah efendimiz “aleyhisselam”, İslam kelimesinin, İslamiyet’te beş temel direğin ismi olduğunu beyan buyurdu ki, İslam’ın şartlarından birincisi de (Kelime-i şehadet) getirmektir.
Sordular:
- Kelime-i şehadetin mânâsı nedir efendim?
- Yerde ve gökte, Allahü teâlâdan başka, ibadet edilmeye hakkı olan ve tapılmaya lâyık olan hiçbir şey ve hiçbir kimse yoktur. Hakiki mabut ancak, Allahü teâlâdır. O, vacib-ül-vücuddür. Her üstünlük Ondadır. Onda hiçbir kusur yoktur.
Ayrıca;
- O gül renkli, beyaz kırmızı, parlak, sevimli yüzlü ve kara kaşlı ve kara gözlü, mübarek alnı açık, güzel huylu, gölgesi yere düşmez ve tatlı sözlü, Arabistan’da Mekke’de doğduğu için Arab denilen, Haşimi evladından (Abdullahın oğlu Muhammed) adındaki zat-i ali, Allahü teâlânın kulu ve resulüdür, yani Peygamberidir “sallallahü aleyhi ve sellem”.
Beş vakit namaz
Bir gün de namazdan sordular bu zata.
Cevabında;
- İslam’ın beş şartından ikincisi, şartlarına ve farzlarına uygun olarak, her gün beş kere vakti gelince, namaz kılmaktır, buyurdu.
Ve devam etti:
- Her Müslümanın, her gün, vakitleri gelince, beş kere namaz kılması ve herbirisini vaktinde kıldığını bilmesi farzdır.
Sordular:
- Vaktinden evvel kılınırsa efendim?
- Vaktinden evvel kılmak büyük günah olur ve bu namaz sahih olmaz.
|