Büyük İslam âlimlerinden seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün gencin biri gelerek;
- Efendim, Allahü teâlânın nasıl olduğunu düşünmek caiz mi? diye sordu.
Cevabında;
- Caiz değil, buyurdu.
Ve ekledi:
- Tasavvuf büyükleri; (Gördüklerinin, işittiklerinin ve bildiklerinin hiç biri O değildir. La derken, bunların hepsini red etmek lazımdır) buyuruyorlar.
Ayrıca;
- Büyüklerden biri Peygamber efendimizi “aleyhisselam” rüyada görüp, (Tevhid nedir?) diye sordu.
Cevabında;
- (Allah deyince, kalbine, hatırına ve hayaline gelen şeylerin hiç birinin Allah olmadığını bilmektir) buyurdu.
Din hırsızlarına yaklaşmayın!
Bir gün de bazı gençlere;
- Kendine şeyh, mürşid deyip de, İslamiyet’e uymayan sözler söyleyerek, Müslümanların imanını bozanlar, din adamı değil, din hırsızlarıdır, buyurdu. Bunların yanına yaklaşmayın!
Ve izah etti:
- Çünkü bunlarla konuşmak, kitaplarını okumak, insanın imanını bozar. Ebedi felakete sürükler. Bunlardan ve bunların kitaplarını okumaktan aslandan kaçar gibi kaçmalıdır.
Gençlerden biri;
- Ben rastgele kitap okuyorum, deyince;
- Çok yanlış, buyurdu. Hemen tövbe et evladım. Bundan sonra Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından başka kitap okuma.
Dünya sıkıntısı nimettir
Bir gün de bir sevdiği bu zata gelerek;
- Efendim, nüfusum kalabalık, geçim sıkıntısı içindeyim, diye dert yandı.
Cevabında;
- Dünya sıkıntısı nimettir, buyurdu. Ama bir şartla.
Adam sordu:
- O şart nedir efendim?
- Şikâyet etmemektir. Nitekim hadis-i şerifte; (Hac yolunda ölenlere ve Allah yolunda gaza edenlere müjdeler olsun! Çoluk çocuğu çok ve kazancı az olup, halinden şikayet etmeyerek, evine neşe ile girip, gülerek çıkan kimse de, hacılardandır ve gazilerdendir) buyuruldu.
|