Evliyanın en büyüklerinden Mazhar-ı Can-ı Canan “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün Mizandan sordular.
Cevaben;
- Kıyamet günü, amelleri, işleri ölçmek için, bilmediğimiz bir (Mizan), bir ölçü aleti, bir terazi vardır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yer ve gök bir gözüne sığar. Sevap gözü, parlak olup, Arşın sağında, Cennet tarafındadır. Günah tarafı, karanlık olup, Arşın solunda, Cehennem tarafındadır.
Şöyle devam etti:
- Dünyada yapılan işler, sözler, düşünceler, bakışlar, orada şekil alarak, iyilikler parlak, kötülükler karanlık ve iğrenç görünüp, bu terazide tartılacaktır.
Sordular:
- Bu nasıl bir terazidir efendim?
- Bu terazi, dünya terazilerine benzemez. Ağır tarafı yukarı kalkar. Hafif tarafı aşağı iner. Orada yerçekimi kuvveti yoktur.
Şefaat beş türlüdür
Bir gün de sohbetinde Şefaatten bahsederken;
- Şefaat beş türlüdür, buyurdu. Birincisi, kıyamet günü, mahşer yerinde kalabalıktan, çok uzun beklemekten usanan günahkârlar, feryat ederek, hesabın bir an önce yapılmasını isteyecekler ve bunun için şefaat olunacaktır.
İkincisini sordular.
- İkincisi, sualin ve hesabın kolay ve çabuk olması için, şefaat edilecektir.
- Üçüncüsü efendim?
- Üçüncüsü, günahı olan müminlerin, Sırattan Cehenneme düşmemeleri ve Cehennem azabından korunmaları için şefaat olunacaktır.
- Ya dördüncüsü?
- Dördüncüsü, günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkarmak için şefaat olunacaktır.
Son olarak;
- Beşincisi de, Cennette sayısız nimetler olacak ve sonsuz kalınacak ise de, sekiz derecesi vardır, buyurdu. Herkesin derecesi, makamı, imanının ve amellerinin miktarınca olacaktır. Cennettekilerin derecelerinin yükselmeleri için de şefaat olunacaktır.
|