En büyük âlim ve evliyalardan Seyyid Abdullah-ı Şemdini “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- (Benim ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız bir fırka Cehennem azabından kurtulacak, diğerleri ise helak olacaklar, Cehenneme gideceklerdir) hadis-i şerifini nakletti.
Sordular:
- Cehennemden kurtulan fırka hangisidir efendim?
- Ehl-i sünnet ve cemaat fırkasıdır.
- Ama efendim herkes, İslamiyet’e uyduğunu iddia ediyor ve Cehennemden kurtulacağı bildirilen o bir fırkanın, kendi fırkası olduğunu söylüyor.
- Evet öyle. Nitekim âyet-i kerimelerde mealen: (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak sevinmektedir) buyuruldu.
- Peki efendim bu bir fırkanın alamet yok mu?
- Var tabii. Cehennemden kurtulacak olan birinin alametini, işaretini, Peygamberimiz “aleyhisselam” haber veriyor. Bir hadis-i şerifte; (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) buyuruyor.
Eshabtan biri sevilmezse
Bir gün de sohbetinde;
- Eshab-ı kiramdan birini dahi sevmeyen, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur, buyurdu. Ehl-i sünnet itikadında olmayan da, ya kâfir ya da sapık olur.
Sordular:
- Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alameti nedir efendim?
- Amentüde bildirilen şeylere, Kur’an-ı kerimin, Allahü teâlânın kelamı olduğuna inanmak, Eshab-ı kiramın hepsini çok sevmek, hiçbirine dil uzatmamak, ibadetleri, imandan bir parça bilmemek, yani Allahü teâlânın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan müminleri kâfir bilmemektir.
Ve ilave etti:
- Haramlara önem vermeyenlerin, hafife alanların, İslamiyet’le alay edenlerin imanı gider.
|