Evliyayı kiramdan Seyyid Abdullah-ı Şemdini “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün;
- Müstehab ne demektir efendim? diye sordular.
Cevaben;
- Müstehaba, mendub veya adab da denir ki, sünnet-i gayri müekkede hükmündedir, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Peygamber efendimizin “aleyhisselam” ömründe bir iki kere dahi olsa yaptıkları ve sevdikleri, beğendikleri hususlara müstehab denir.
Sordular:
- Ne gibi efendim?
- Mesela yeni doğan çocuğa yedinci gün isim koymak, erkek ve kız çocuğu için akika hayvanı kesmek, güzel giyinmek, güzel koku sürünmek müstehabtır.
Ve ilave etti:
- Bunları yapana çok sevap verilir. İşlemeyene azab olmayacağı gibi, şefaatten mahrum kalmaya da sebep olmaz.
Haram nedir?
Bir gün de komşu bir genç;
- Efendim haram ne demektir? diye sordu.
Cevabında;
- Haram, Allahü teâlânın, Kur’an-ı kerimde, “yapmayınız!” diye açıkça yasak ettiği şeylerdir, buyurdu. Haramların yapılması ve kullanılması, kesinlikle yasaklanmıştır.
Ve ilave etti:
- Harama, helal diyenin ve helale, haram diyenin imanı gider. Haram olan şeyleri terk etmek, onlardan sakınmak farzdır ve çok sevaptır.
İyi huylu olmaya bakın!
Bir gün de bazı gençlere;
- İyi huylu olmaya bakın, buyurdu. İyi huylu olanlara büyük müjdeler var.
Sordular:
- O hangi müjdeler efendim?
- Hadis-i şerifte; (İnsan, güzel huyu sebebiyle, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. Nafile ibadetler, insanı bu derecelere kavuşturamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağı çukurlarına sürükler) buyuruldu.
|