Evliyayı kiramdan Seyyid Abdullah-ı Şemdini “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün de şunu anlattı sevdiklerine:
Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü anh”, bir gece, çok ibadet ettiğinden, gece sonunda uyku bastırdı. Ve vitir namazı geçti. Çok üzüldü. Öyle ki, sabah namazında, Peygamber efendimizi “aleyhisselam” takip ederek, mescid kapısında huzuruna gelip;
- Yâ Resulallah! İmdadıma yetiş, vitir namazım geçti! diye feryat etti.
Ve ağlamaya başladı.
Resulullah efendimiz de “aleyhisselam” ağladılar.
Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip;
- Yâ Resulallah! Sıddîka söyle, Allahü teâlâ Onu affeyledi, diye müjde verdi.
Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü anh” müjdeyi işitince ferahlayıp ağlamayı bıraktı.
Sabah namazı geçince
Bir gün de şunu anlattı cemaatine:
Evliyanın büyüklerinden Bayezid-i Bistami, bir gece uyku bastırıp, sabah namazına uyanamadı. O kadar ağlayıp inledi ki, rüyada affedildiği bildirildi ve ayrıca dendi ki:
- Bu ağlamanın bereketi ile sana ayrıca yetmiş bin namaz sevabı verildi.
Sevinip ağlamayı bıraktı.
Birkaç ay sonra yine uyku bastırdı. Tam uyumuştu ki, şeytan gelip, mübarek ayağından tutarak uyandırdı ve;
- Kalk, namazın geçmek üzere! dedi.
Bayezid-i Bistami hazretleri tanıdı onu. Ve sordu:
- Ey melun, sen böyle işi nasıl yaparsın? Sen, herkesin namazının kaçmasını, vaktini geçirmesini istersin. Beni niçin uyandırdın?
Şeytan dedi ki:
- Sabah namazını kaçırdığın gün, ağlayarak yetmişbin namaz sevabı kazanmıştın. Bugün onu düşünerek, seni uyandırdım ki, bir vakit namaz sevabı bulasın. Yetmişbin namaz sevabına kavuşamayasın!
İnsanlara yardımcı olun!
Bir gün de nasihat istediler bu zattan.
Cevaben;
- Din kardeşlerinize yardımcı olunuz! buyurdu.
Ve ilave etti:
- Hadis-i şerifte; (Bir kimse, din kardeşine yardımcı oldukça, Allahü teâlâ da ona yardımcı olur) buyuruldu.
|