Evliyanın büyüklerinden Seyyid Muhammed Salih “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde şunu anlattı sevdiklerine:
Peygamberimiz “aleyhisselam”, dört büyük halife ile mahşerde birlikte iken, bir grup günahkâr Müslüman gelir karşılarına.
Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü anh”;
- Yâ Rabbi, bu günahkâr kulların içinde, doğru sözlü olanlar varsa bunları affet! diye dua eder.
Doğru sözlü olan günahkârlar affolur.
Sonra hazret-i Ömer “radıyallahü anh” dua eder:
- Yâ Rabbi, bu günahkâr kulların içinde adaletli olanlar varsa, bunları affet!
Duası kabul olur. Adaletli olan günahkârlar affolur.
Sonra, hazret-i Osman “radıyallahü anh” yalvarır:
- Yâ Rabbi, bu günahkâr kulların içinde hayâ sahibi olanlar varsa, bunları affeyle!
Hayâ sahibi olan günahkârlar affolur.
Sonra hazret Ali el kaldırır.
- Yâ Rabbi, bu günahkâr kulların içinde mert olanlar var ise bunları affet!
Mert olan günahkârlar affolur.
En son Peygamberimiz “aleyhisselam”;
- Yâ Rabbi, fakir olan kullarını affet! diye dua eder.
Ve hepsi affolurlar.
Allah’ın en sevdiği kul
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, Allahü teâlânın en çok sevdiği kullar kimlerdir? diye sordular.
Cevabında;
- Allahü teâlânın en razı olduğu kul, Onun kullarını üzmeyendir, buyurdu. Onlara yük olmayandır.
Ve açıklama yaptı.
- Bir insan faziletler sahibi olup, faziletler dilinden dökülüyor, ama hali hareketi bu söylediklerine uymuyorsa, o kimse tehlikelidir. Hem kendi için, hem de başkaları için.
|