Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün de kendi talebelerine;
- Daima birlik-beraberlik içinde olun. Aranıza fitne girmesin. Gıybet, dedikodu yapmayın, yapılmasına da izin vermeyin, buyurdu.
Ve devam etti:
- Gıybet, kanser gibidir. Hangi bünyeye girerse tahrip eder. Tarih boyunca, bütün milletler, devletler, cemiyetler, cemaatler hep içerden yıkılmıştır, dışardan değil.
Gençler sordu:
- Bize tavsiyeniz nedir efendim?
- Eğer birisi böyle bir fitneye sebep olursa, mesela birinin aleyhinde birşey söylerse, dinlemeyin. Susturun. Hem onu kurtarır, hem de kendiniz kurtulursunuz.
Ve ekledi:
- Çünkü gıybeti dinlemek, o günaha iştirak etmektir.
Müslüman kime denir?
Bir gün de sevdiklerine;
- Bu hayat hayaldir, buyurdu. Dün gitti. Bugün gitti. Bazen geriye doğru bakıyoruz. Hepsi hayal olmuş.
Ve şükretti.
- Cenâb-ı Hakka hamd ve şükrolsun ki, namazlarımızı kılmışız. Yani namaz da olmasa, at çöpe gitsin. Ne kıymeti var?
Ve izah etti:
- Namaz, öyle mübarek bir ibadet ki, insanın yaptığı bütün dünyalıklar onun sayesinde ahiretlik oluyor. Ne büyük nimet, ne büyük devlet.
Şöyle bitirdi:
- Büyüklerimiz; (Müslüman, namazını kılan insandır) buyuruyorlar.
Hakiki bayram günleri
Bir gün de;
- Müminin hakiki bayramı hangi günlerdir efendim? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Müminin bayramı, günahlarının affedildiği, imanla öldüğü, Mizanda sevaplarının ağır geldiği günlerdir, buyurdu.
- Başka efendim?
- Bunlardan başka Sıratı selametle geçtiği, Cennete girdiği, nihayet Peygamber efendimizi “aleyhisselam” ve Allahü teâlâyı gördüğü günlerdir.
|