Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün bazı gençler nasihat istediler.

Cevabında;
- Kendinize, Peygamber efendimizi “aleyhisselam” örnek alın, buyurdu. Çünkü Onun her sözü, her hali İslamiyet’tir. Bu bakından Onun herhangi bir sözüne, hatta oturuşuna, kalkışına, bakışına itiraz etmek, hayır demek küfürdür.

Ve izah etti:
- Çünkü O, açık duran bir Kur’an-ı kerimdir. Kur’an-ı kerimin yaşayan şeklidir. Onun her hareketi, Allahü teâlânın razı olduğu harekettir. Cenâb-ı Hakkın razı olmadığı bir söz, bir fiil, bir hareket, bir bakış, Onda olmaz, olamaz.

Ve daha açıkladı:
- O bakımdan, Peygamber efendimize “aleyhisselam” benzemek, Allahü teâlânın rızasını kazanmak için en iyi yol, en kolay metottur.

Ve altını çizdi:
- Onun vârisleri olan İslam âlimleri, Evliyalar da Ona tam uydukları için Onun gibidirler. Biz, o büyüklerin kitaplarını okuyarak kalben, fiilen, ahlaken onlara ne kadar benzersek, o kadar faziletli, kıymetli ve saygılı insanlar oluruz.

Ve ekledi:
- Ama o büyüklere değil de kendi nefsimize uyduğumuz andan itibaren rezil oluruz.

Tevazu eden, yükselir

Bir gün de sohbetinde;
- Mütevazı olun, buyurdu. Allahü teâlâ, tevazu göstereni yüceltir, kibredeni alçaltır.

Arzettiler:
- Kibirli insanları biz de sevemiyoruz efendim.
- Onları Allahü teâlâ da sevmez. Onlar, kendilerini üstün gördükçe, daha da sevimsizleşir ve alçalırlar halkın gözünde.

Ve ekledi:
- Bu gibiler, mahşer gününde de karıncalar gibi halkın ayakları altında ezilip horlanacaklardır.

- Efendim, kibirli olanları Allahü teâlâ affetmezmiş öyle mi?
- Evet. Cenâb-ı Hak her günahı affeder, ama kibirliyi asla. Kalbinde zerre kadar kibir olan bir mümin, bunun cezasını çektikten sonra Cennete girecektir.