Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün nasihat isteyen bir gence;
- Mutlaka bir hedefin, maksadın olsun, buyurdu. Gayesiz yaşıyan kimse bunalıma düşer.
Ve ekledi:
- İslamiyet’e inanan, dinin emirlerini yerine getiren ise bunalıma düşmez.
Sordular:
- Neden efendim?
- Çünkü İslamiyet’te her problemin çaresi vardır. Yani İslamiyet’te çaresizlik yoktur. Dolayısıyla bunalım da olmaz.
Son olarak;
- Bir mübarek zat; (Her lezzeti tattım. Din kitabı okumak kadar lezzetlisini göremedim) buyuruyor.
İlmihal okumazsanız…
Bir gün de sevdiği bazı gençlere;
- Vakitlerinizi, kitap okuyarak değerlendirin, buyurdu. Bu zamanın gençleri maalesef kitap okumuyorlar.
Ve devam etti:
- Dolayısıyla kalb gıdasız kalıyor. Kalbin gıdası, din kitabı okumaktır, dini sohbet etmektir, İslamiyet’i öğrenmektir.
Ve daha açıkladı:
- Kalb gıdasız kalınca, zayıf düşüyor. Zayıf düşünce, zamanla küfre kayıyor. Bundan sonra da bunalım başlıyor tabii.
Derin bir âh çekti:
- İçki, kumar derken dünya hayatı bitiyor. Sonra sonsuz Cehenneme, Allah korusun.
Arkadan yapılan dua
Bir gün de;
- Kardeşlerim, müminin arkasından yapılan dua kabul olur, buyurdu. Hatta onun için ne dua ettiyse, aynı şeylere kendisi de kavuşur.
Ve misal verdi:
- Mesela bir kimseye gıyabında dua etseniz, bir melek de size dua eder ve; “Sen bu din kardeşin için ne istediysen, aynı şeyleri Hak teâlâ sana da versin” der. Melek günahsız olduğu için, duası kabul olur.
|