Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün talebelerine;
- Biz, Allahü teâlânın sevgisi için burada varız, buyurdu. Birbirimize hava atmak, fiyaka satmak için değil. Onun için büyükler; (Yap da utan!) buyurmuşlardır.
Ve ekledi:
- Bir büyük zat da; (Bizim ibadetlerimiz, hatta tövbelerimiz bile tövbeye muhtaçtır) buyurmuş.
Ve izah etti:
- Yani ibadet de yapsak, boynumuz bükük olacak ve Rabbimizden utanacağız. Hadis-i şerifte; (İbadet yap, arkasından tövbe et!) buyuruldu.
Ve daha açıkladı:
- Yani cihat da yapsak, hizmet de etsek, namaz da kılsak, arkasından tövbe etmeliyiz. Çünkü, bizim her amelimiz kusur doludur. Allahü teâlâya lâyık ve yakışır olmaktan çok uzaktır.
Ölüler işitirler mi?
Bir gün de gencin biri;
- Ölüler işitirler mi efendim? diye sordu.
Cevabında;
- Evet işitirler, buyurdu.
Sonra şunu anlattı:
- Fatıma-i Huzaiyye, hazret-i Hamza’nın kabrini ziyaret edip;
- Esselamü aleyküm! dedi.
Kabirden;
- Ve aleyküm selam! denildiğini işitti.
Sonra da şunu anlattı:
Şeyh Mahmud-i Kürdi, hazret-i Hamza’nın kabrini ziyaret edip;
- Selamün aleyküm! dedi.
Kabirden;
- Ve aleyküm selam. Oğlunun ismini Hamza koy! sesini işitti.
Evine gelince, oğlu oldu. Adını Hamza koydu.
|