Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- İnsan, Kâbe’den daha kıymetlidir, buyurdu.
Şaşırdılar:
- Nasıl olur efendim?
- Kâbe kul yapısıdır. Müminin kalbi ise Allahü teâlânın kudretiyle var olmuştur. Onun için mümin Kâbe’den kıymetlidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- İnsan Kâbe’yi görse, o anda yaptığı dua reddolunmaz. Bir mümini görünce de dua edilse, o dua da Hak teâlâ indinde kabul edilir.
Sordular:
- Nasıl dua edelim efendim?
- (Yâ Rabbi, bu mümin kardeşimin hürmetine beni affeyle!) demelidir.
Müslüman nasıl olur?
Bir gün de bazı gençler;
- Müslüman nasıl olur efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Müslüman, güler yüzlü, tatlı sözlü olur, buyurdu. Zira güler yüz ve tatlı sözün, dinimizin yayılmasında mühim yeri vardır. Böyle olmayan insanlar dine fazla faydalı olamazlar.
Ve devam etti:
- Daima tatlı sözlü ve güler yüzlü olmak, Müslüman olmanın birinci alametidir. Bazı insanlar çok hassas ve duygusaldır. Ona bir sert bakarsanız kalbi kırılır, üzülür.
Ve ekledi:
- Kalb kırmak ise, Kâbe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha fenadır.
En mesut insan kimdir?
Bir gün de;
- Dünyada en mesut insan, hak söze Peki diyendir buyurdu. Olmak için, ölmek lazım. Yani iyi insan olmak için kızmamalı ve sabretmelidir.
Ve ekledi:
- İnsanı hayvandan ayıran, edebtir. Huzurlu, başarılı olmak ve herkesle iyi geçinmek isteyen, yüzünü ahirete çevirsin.
Şöyle devam etti:
- Gıybet etmeyin. Malayani konuşmayın. Bırakın başkasını. Kendinize dönün. Ahirette size sizden sorulacak, başkasından değil. Allah deyin. Allah diyen mahrum kalmaz.
|