Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiği bir gence;
- Evladım, iyi bil ki, çalışmadıkça, din yolunda yürümedikçe hiç sevap kazanamazsın! buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Ben-i İsrailden birisi çok ibadet yapıyordu. Allahü teâlâ, bunun ibadetlerini meleklerine göstermek istedi. O abidin yanına bir melek gönderip sordurdu:
- Ey abid! Daha ne kadar böyle ibadet edeceksin? Cennetlik olmadın mı?
Abid cevap verdi:
- Benim vazifem, kulluğumu yapmaktır. Emir sahibi Odur.
Melek bu cevabı işitince;
- Yâ Rabbi! Sen her şeyi bilirsin. O kulunun cevabını da duydun, dedi.
Cenâb-ı Hak, hadis-i kudsisinde mealen; (O kulum, alçaklığı ile, aşağılığı ile beraber bizden yüzünü çevirmiyor. Biz de ihsan ve merhamet sahibi olduğumuzdan, elbette onu bırakmayız. Ey meleklerim! Şahit olunuz, onu affettim) buyurdu.
Ölüme hazırlanın!
Bir gün de ölümden sordular bu mübarek zata.
Cevabında;
- Her Müslümanın, ölüme hazırlanması lazımdır, buyurdu.
Sordular:
- Nasıl hazırlanalım efendim?
- Bunun için tövbe etmeli, kul hakkı altında kalmamaya dikkat etmeli, yani, hakları sahiplerine verip helallaşmalıdır.
Ve ekledi:
- Allahü teâlânın haklarını da ödemek lazımdır. Bu hakların en mühimi, İslam’ın beş şartını yerine getirmektir. Namaz kılmayan bir kimse, Müslümanların hakkını da vermemiş oluyor.
Ve izah etti:
- Çünkü, her namazda oturunca; (Ve alâ ibadillahissalihin) diyerek müminlere dua ediyoruz. İşte namaz kılmayanlar, müminleri bu duadan mahrum bırakıyor. Hakları olan bu duayı yapmıyor.
|