Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün;
- İman nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- İman, Amentüdeki altı şeye kalb ile inanmak, inandığını dili ile söylemek ve Allahü teâlânın emirlerini beğenmektir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- İnanmakla ve söylemekle iman hasıl oluyor, ibadet etmekle de kemale gelip cilalanıyor. İmam-ı a’zam Ebu Hanife; (İman, dil ile söylemek ve kalb ile inanmaktır) buyuruyor.
Ve altını çizdi:
- İmanın devam edebilmesi için, amel elbette lazımdır.
Sordular:
- O halde insanlar amelleriyle mi Cennete girecek efendim?
- Hayır, Allahü teâlânın lutfü ve ihsanı ile Cennete girecektir. Fakat itaat ve ibadet yaparak bu ihsana kavuşmaya hazırlanmalıyız. Amel yapmazsak, Allah’ın lutfü ve rahmeti bize ulaşmaz.
Ve ekledi:
- Nitekim bir âyet-i kerimede mealen; (Rahmetim, emirlerimi kabul edip yapanlar içindir) buyuruldu.
Ve özetledi:
- Yani Allahü teâlânın rahmeti yetişmezse, kimse Cennete giremez.
- Cennete iman ile girilmeyecek mi efendim?
- Evet, Cennete yalnız iman ile girilecektir. Ancak birçok tehlikeleri atlattıktan sonra girilecektir.
Büyük bir müjde
Bir gün de buyurdu ki:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Ümmetim Cehennem acısını hiç duymaz. Günahları bitip Cehennemden çıkarken, acısının hepsini bir an hisseder) buyuruyor. Tâ ki, Cehenneme girdiğini anlasın. Ama bu müjde, doğru iman sahipleri içindir.
Sordular:
- Yani Ehl-i sünnetten olanlara mı efendim?
- Evet. Onların, diğer ümmetler gibi yüzleri siyah, gözleri gök olmaz.
|