Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, nefslerimizi düşman bilip ona aldanmayalım, buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Evliyadan biri, bir talebesine sordu:
- Ne kadar zamandır benim sohbetimi dinliyorsun evladım.
- Otuz senedir efendim.
- Peki bu kadar zamanda benden neler öğrendin bakayım.
- Sekiz şey öğrendim efendim.
Hocası hayret etti.
- Sekiz şey mi?
- Evet efendim. Bu kadarı da bana yetişir zaten. Çünkü dünya ve ahirette rahat etmenin, bu sekiz şeye bağlı olduğunu iyi anladım.
Hocası merak etmişti.
- Pekâlâ, bunlardan birini söyle de ben de anlayayım.
Şöyle arzetti:
- Efendim! İnsanlara baktım, herkesi, arzu ve keyifleri peşinde koşuyor, nefsinin şehvetleri arkasında yürüyor gördüm. Sonra meal-i şerifi; (Allahü teâlâdan korkarak nefslerine uymayanlar, elbette Cennete gideceklerdir) âyet-i kerimesini düşündüm.
Hocası sevindi.
- Çok iyi evladım. Sonra?
- Sonra efendim, nefsimi düşman bilerek ona aldanmamaya karar verdim ve nefsimin hiçbir arzusunu yapmadım.
- Ne kadar iyi.
- Nihayet ibadetlerden kaçan o nefsimin, şimdi Allahü teâlâya itaate koştuğunu, şehvetlerden vazgeçtiğini gördüm.
Hocası memnun olmuştu.
- Aferin evladım. Ne güzel yapmışsın, seni tebrik ederim.
Mutlu olmanın sırrı
Bir gün de sevdiklerine;
- Size mutlu olmanın sırrını söyleyeyim mi? diye sordu.
- Seviniriz efendim, dediler.
- Dünyalık şeyler için; “Bu da bana lazım”, diyen, hiçbir zaman mutlu olamaz, buyurdu.
- Ya kim mutlu olur efendim?
- Mutlu olmanın sırrı, “Bu bana lazım değil”, demektir. Böyle diyebilen kimse, daima rahat ve huzurlu olur.
|