Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, insana gelen dert ve elemler, takdir-i ilahi ile gelmektedir. Onun için razı olmak lazımdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- İbadetlere devam edip, elemlere ve hastalıklara sabredilmeli, Allahü teâlânın kereminden afiyet beklemelidir.
Şöyle devam etti:
- Mahluklardan bir şey beklememeli, her şeyin Hak teâlâdan geldiğini bilmeli, dertlerden, elemlerden kurtulmak için dua ve istiğfar etmelidir.
Sordular:
- Sebeplere yapışmak lazım değil mi efendim?
- Elbette lazımdır. Tesiri, faydası kati olan sebeplere yapışmalı, fakat sebeplerin tesirini Allahü teâlâdan beklemelidir.
Ve altını çizdi:
- Onun takdiri, iradesi olmadıkca, kimse kimseye zarar ve fayda veremez. Bununla beraber, sebeplere yapışmak, Peygamberlerin yoludur.
Ve bunu açıkladı:
- Sebebe yapışmamızı, tehlikelerden, zararlardan korunmamızı Rabbimiz emrediyor. En büyük tehlike ise, nefsimize ve İslam düşmanlarına aldanmaktır.
Namaz, mutlaka namaz!
Bir gün de nasihat isteyen bir gence;
- Beş vakit namazını mutlaka kıl, buyurdu. Zaruret haller haricinde terk etme sakın.
Ve ekledi:
- Böyle yaparsan, Allahü teâlânın rızasına ve sevgisine kavuşursun.
Delikanlı sordu:
- Zaruret haller nelerdir efendim?
- Biri uyku, öteki unutmak. Bu iki sebeple kılamazsan, hemen kaza et.
- Başka nasihatınız efendim?
- Annenin babanın duasını almaya bak oğlum. Baba duası, Peygamberin ümmetlerine duası gibidir.
|