Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Bâkibillah “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün sevdiği bir genç;
- Efendim, kalbimin temizlenmesini ve ihlas sahibi olmayı istiyorum, diye arzetti.

Cevaben;
- Bu arzunuz çok güzel, buyurdu. İstemek, kavuşmanın müjdecisidir. İstiyorsanız, kavuşursunuz. Büyüklerimiz; (Vermek istemeseydi, istek vermezdi) buyurmuşlardır.

Delikanlı sordu:
- Bunun için ne yapmam lazım efendim?
- Kalbin temizlenmesi, nurlanması için o kalbe feyz gelmesi lazımdır. Feyz menbaı ise Resulullah efendimiz aleyhisselamdır. Feyze kavuşmak için, bir mürşidin sohbetine devam etmek şarttır. Mürşidin kalbinden, talibin kalbine, muhabbeti ve istidadı kadar feyz gelir.

- Mürşid bulamazsa efendim?
- Mürşid bulamayan, eski mürşidlerden birinin kitaplarını okuyup, onu sever. Sevdiği kadar, onun ruhundan feyz alır.

Ve misal verdi:
- Veysel Karani hazretleri, Resulullah efendimiz aleyhisselamı göremeyip, uzaktan feyz alarak, büyük veli oldu ise de, Eshab-ı kiramın hiçbirinin derecesine erişemedi.
Tabiinin en üstünü oldu.

Allah dostlarını seviyor musun?

Ve sordu gence:
- Sen Allah dostlarını seviyor musun evladım?
- Çok seviyorum efendim.

- Onlara olan muhabbetin, büyük nimettir. Bu nimetin kıymetini bil! (Kişi, sevdiği ile beraber olur) hadis-i şerifi, sevdiklerinizin kalblerinden istifade edeceğinizi müjdelemektedir.

Delikanlı rica etti:
- Bana nasihat eder misiniz efendim.

Buyurdu ki:
- İbadetleri yapmaya, çok önem ver oğlum. Çalgı, oyun ve eğlence ile, kıymetli vakitlerini ziyan etme! Dünyada misafir olduğunu, kabir ve kıyamet azablarını çok düşün. Kurtuluşun, İslamiyet’e uymakta ve bid’atlerden sakınmakta olduğunu unutma!