Büyük Velilerden Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, nefs kötülük yapmak isterse de, nasihat yapılırsa dinler, buyurdu. Âyet-i kerimede mealen; (Onlara nasihat et! Nasihat, müminlere elbette fayda verir) buyuruldu.
Ve ekledi:
- Bizim nefslerimiz de herkesin nefsi gibidir. Nasihat tesir eder. O halde herkes, önce kendi nefsine nasihat etmeli ve onu azarlamalıdır.
Sordular:
- Nasıl azarlayalım efendim?
- Ona deyin ki: (Ey nefsim! Akıllı olduğunu iddia ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kızıyorsun. Halbuki, senden daha ahmak kim var ki, ömrünü boş şeylerle, gülüp eğlenmekle geçiriyorsun!
Ve devam etti:
- Yine deyin ki: (Senin halin, şu katile benzer ki, polislerin, kendisini aradıklarını ve yakalayınca, idam edeceklerini bildiği halde, zamanını eğlence ile geçiriyor. Bundan daha ahmak kimse olur mu?)
Nefsinizi azarlayın!
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, zaman zaman kendi nefsimizi hesaba çekmeli, onu azarlamalıyız, buyurdu.
Ve izah etti:
- Mesela; (Ey nefsim! Ecel sana yaklaşıyor, Cennet ve Cehennemden biri seni bekliyor. Ecelinin, bugün gelmeyeceği ne malum? Bugün gelmese de, bir gün elbette gelecek) deyip, ikaz etmeliyiz.
Ve devam etti:
- Yine demeliyiz ki; (Ey nefsim! Başına gelecek şeyi, şimdi geldi bil! Çünkü, ölüm kimseye vakit tayin etmemiş, gece veya gündüz, çabuk veya geç, yazın veya kışın gelirim, dememiştir. Herkese ansızın ve hiç ummadığı zamanda gelir.)
Şöyle bitirdi:
- Son olarak; (Ey Nefsim! Günahlara dalmışsın. Allahü teâlâ, bu halini görmüyor sanıyorsan, kâfirsin! Eğer gördüğüne inanıyorsan, çok cüretkar ve hayasızsın ki, Onun görmesine önem vermiyorsun! O halde, yazıklar olsun sana!) demeli, onu böyle ikaz etmeliyiz.
|