En büyük âlim ve evliyalardan Muhammed Bâkibillah “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün nasihat istediler.

Cevabında;
- Nasihatın en kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikte bulunmaktır, buyurdu.

Ve ekledi:
- Allah adamı olmak ve İslamiyet’e yapışmak da, kurtuluş fırkası olduğu müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemaatin doğru yoluna sarılmaya bağlıdır.

Ve daha açıkladı:
- Yani bu büyüklerin yolunda gitmedikçe, kurtuluş olamaz. Bunların anladıklarına tâbi olmadıkça, saadete kavuşulamaz.

Ve altını çizdi:
- Bu büyüklerin doğru yolundan kıl kadar ayrılmış olan bir kimse ile arkadaşlık etmeyi, öldürücü zehir bilmelidir.

İlk yapacağımız iş

Bir gün de bazı gençlere;
- İlk yapacağınız iş, dininizi öğrenmektir, buyurdu.

Sordular:
- Nereden öğrenelim efendim?
- Ehl-i sünnet âlimlerinden veya onların kitaplarından. Rastgele kimselerden, rastgele kitaplardan din öğrenmeye kalkışan, kendini Cehenneme atar.

Ve daha açıkladı:
- Allah’tan korkmayan din adamları, din adamı değil, din hırsızlarıdır. Bunlarla konuşmaktan, kitaplarını okumaktan çok sakınmalıdır.

Ve şunu anlattı onlara:
Âlim ve evliya bir zat, şeytanın rahat, sevinçli oturduğunu, kimseyi aldatmakla uğraşmadığını görünce;
- Niçin insanları aldatmıyor, boş oturuyorsun? diye sormuş.

Şeytan;
- Bu zamanın kötü din adamları, benim işimi çok güzel yapıyor, insanları aldatmak için bana iş bırakmıyorlar, demiştir.