Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı gençler gelerek;
- Bid’at ehli olmak nedir efendim? diye sordular.
Cevap olarak;
- Bazı kimseler, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde mânâları açık olmayan itikat bilgilerinde, yanlış tevil yaparak, yanlış mânâ çıkardıkları için, hak yoldan ayrılmışlardır ki, bunlara bid’at ehli denir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Halbuki, Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Kur’an-ı kerimden kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mânâ çıkaran kâfirdir) buyuruyor.
Ve tembih etti:
- Onun için namazdan, imandan haberi olmayanların, sırf para kazanmak için, piyasaya sürdükleri uydurma tefsirlerin, yaldızlı reklamlarına aldanmayınız, bunları almayınız ve okumayınız!
Neden ehl-i sünnet
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkarılan ilimler içinde, kıymetli ve doğru olanı, yalnız (Ehl-i sünnet) âlimlerinin anladıkları ve bildirdikleridir, buyurdu.
Sordular:
- Neden Ehl-i sünnet âlimleri efendim?
- Çünkü bu âlimler, bu ilimleri, Eshab-ı kiramdan öğrendi. Bunlar da, Resulullahtan öğrendiler.
Ve özetledi:
- Her sapık, her bid’at sahibi ve her cahil, tuttuğu yolun, Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygun olduğunu sanır ve iddia eder. Bu halde, Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkarılan her mânâ, makbul ve muteber değildir.
En büyük nimet
Bu zat, bir gün sordu cemaatine:
- Nimetlerin en büyüğü nedir, biliyor musunuz?
- Bilmiyoruz, nedir efendim?
- Hakiki bir İslam âlimini tanımak ve onu sevmektir.
- Bu, neden büyük nimettir efendim?
- Çünkü onları seven ve sözlerini dinleyen, hem dünyada rahat eder, hem de ahirette.
|