Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Alevi, ne mânâya geliyor efendim? diye sordular.
Cevabında;
- (Alevi) demek, Ehl-i beyti seven, onların yolunda giden kimse demektir, buyurdu. İmam-ı Ali’ye ve bunun hazret-i Fatıma’dan olan çocuklarına (Ehl-i beyt) denir “radıyallahü teâlâ anhüm ecmain”.
Ve daha açıkladı:
- Ehl-i beyti sevmek şerefini Ehl-i sünnet kazanmış, onları sevmeyi, onların yolunda bulunmayı, son nefeste iman ile gitmenin alameti, işareti demiştir.
- O halde alevi denince, Ehl-i sünnet mi anlaşılır efendim?
- Alevi olmak isteyen kimsenin, Ehl-i sünnet olması lazımdır. Ama bu gün, bazı zındıklar ve Müslümanlıkla ilgileri olmayan kimseler, mübarek Alevi ismini Ehl-i sünnetten alıp, kendilerine mal etmek istiyorlar.
Şöyle bitirdi:
- Bu güzel ismin gölgesi altında, gençleri aldatmaya, Resulullah efendimiz aleyhisselamın yolundan ayırmaya uğraşıyorlar. Bunlara aldanmamalıdır.
Onlar görürse utanırım
Bir gün de, genç bir Müslüman sorar bu zata:
- Efendim! gözümü harama bakmaktan koruyamıyorum. Ne yapayım?
Mübarek zat sorar:
- Başkaları yanında da bakıyor musun?
- Hayır efendim.
- Neden?
- Onlar görürse, utanırım efendim.
- Evlat! buyurur, Allahü teâlâ da seni her an görüyor. Unutma! Sen o harama baktığında, Allahü teâlâ da sana bakmaktadır.
Genç, almıştır alacağını. Bir daha bakamaz harama.
|