Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün bazı gençlere;
- Müslümanlar, Allahü teâlânın yasak ettiği, zararlı şeyleri almaz, kullanmaz, dinlemez, okumaz ve bakmaz, buyurdu. Müslüman, kimseye kötülük yapmaz.
Ve devam etti:
- Müslüman, kendine zarar verene karşılık yapmaz, sabreder. Ona tatlı dil ile, güler yüz ile nasihat verir. Müslümanlar, Allahü teâlânın emrettiği iyi şeyleri öğrenmek, öğretmek ve yapmak için uğraşır. Fen bilgilerini kâfirlerde de araştırır.
Gençler sordu:
- Ya kâfirler efendim?
- Tarih boyunca, insanlığın üstün bir varlık olduğunu düşünemeyen kâfirler, İslam dinine düşmanlık etmiş, gençleri aldatmaya uğraşmış ve hiç ummadıkları bir zamanda yıkılıp, o, sımsıkı sarıldıkları dünya zevklerini bırakmış, Cehenneme gitmişlerdir.
Ve ekledi:
- Çoğunun ismi unutulmuş, nam ve nişanları kalmamış, fakat İslam güneşi nurunu dünyaya yaymaya devam etmiştir.
Müslüman, aldanmaz
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, bugün kâfirler, dünyanın dışı tatlı, içi acı olan ve dışı yaldızlı, içi zehirli olan ve başlangıcı hoş, sonu boş olan rahatlığına ve güzelliğine sarılıyorlar, buyurdu.
Sordular:
- Ya Müslümanlar efendim?
- Müslümanlar, Kur’an-ı kerimin emirlerine, yani Peygamber efendimizin “aleyhisselam” yoluna sarılmalı ve bu ışıklı yolda ilerlemeye durmadan çalışmalıdır.
Ve tembih etti:
- Dinde sonradan meydana çıkan, din düşmanları, (Dinde reformcular) tarafından ve cahil, ahmak kimseler tarafından uydurulan, bid’atlerden sakınmalıdır.
|