Evliyayı kiramdan Derviş Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ kullarına üç vazife vermiştir, buyurdu.
Ve sıraladı:
- Birincisi, şahsi vazifesidir ki, her Müslüman, kendini iyi yetiştirecek, sıhhatli, edebli, iyi huylu olacak, ibadetlerini yapacak, ilim ve güzel ahlak öğrenecek, helal lokma kazanmak için çalışacaktır.
Sordular:
- İkinci vazifesi nedir efendim?
- İkinci vazifesi, aile içindeki vazifesidir ki, zevcesine, ana-babasına, çocuklarına, kardeşlerine olan vazifelerini yapacaktır.
- Ya üçüncüsü efendim?
- Üçüncü vazifesi de, cemiyet içindeki vazifeleridir. Bunlar, komşularına, hocalarına, talebesine, ailesine, emrinde olanlara, hükümete ve devlete, bütün vatandaşlara, dini ve milleti başka olanlara karşı vazifeleridir.
Ve izah etti:
- Herkese iyilik etmesi, eli ile, dili ile kimseyi incitmemesi, kimseye zarar vermemesi, hiyanet etmemesi, herkese faydalı olması, devlete, hükümete, kanunlara karşı, hiç isyan etmemesi, herkesin hakkını, vergilerini hemen ödemesi lazımdır.
Ve altını çizdi:
- Allahü teâlâ, bizlere hükümet ve devlet işlerine karışmayı emretmemiş, hükümete yardım etmeyi, fitne çıkarmamayı emretmiştir.
Mümin kime denir?
Bir gün de;
- Efendim, mümin kime denir? diye sordular bu zata.
- Mümin, elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimsedir, buyurdu.
- En büyük günah nedir efendim?
- Günahın, günah olduğunu bilmemektir.
- Peki ondan büyük günah efendim?
- Günahı, ibadet olarak yapmaktır, buyurdu. Bid’at işlemek böyledir işte.
|