Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, “Resulullahın yolu” deyince ne anlaşılır? diye sordular.
Cevabında;
- Resulullahın yolu, Selef-i salihinin yoludur, buyurdu.
- Selef-i salihin kimlerdir efendim?
- Selef-i salihin, ilk iki asrın Müslümanlarıdır. Yani, Eshab-ı kiramın hepsi ile Tâbiinin ve Tebe-i tâbiinin büyükleridir.
Ve ekledi:
- Dört mezheb imamı, bu büyüklerdendir. O halde, Resulullahın yolu, dört mezhebin fıkıh, iman ve tasavvuf kitaplarında bildirilmiş olan yoldur.
Ve özetledi:
- Her asırda bulunan tasavvuf büyükleri ve fıkıh âlimleri, Selef-i salihinin yolunda idi. Hepsi İslamiyet’e bağlı olup, sözlerinde, işlerinde ve ahlaklarında, İslamiyet’ten kıl kadar ayrılmamışlardır.
Saadet yolu, İslamiyet’tir
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Resulullaha uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan ayrılanları din adamı sanmayınız! buyurdu. Onların yaldızlı sözlerine ve ateşli yazılarına aldanmayınız!
Ve devam etti:
- Yahudiler ve hıristiyanlar da tatlı söz ve hileli mantıklarla, kendilerinin doğru yolda olduklarını, insanları iyiliğe, saadete çağırdıklarını bildiriyorlar.
Sözüne devamla;
- Bütün saadetlerin yolu İslamiyet’tir, buyurdu. Kurtuluş yolu, Resulullahın izinde olmaktır. Hak ile batılı ayıran alamet, Resulullaha uymaktır.
Şöyle bitirdi:
- Onun dinine uymayan her söz, her yazı ve her iş kıymetsizdir.
|