Evliyanın en büyüklerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiği bir gence;
- Sevgili oğlum! Fırsat ganimettir. Yani, zaman çok kıymetlidir, buyurdu. Bu kıymetli zamanları faydasız şeylere harcetmemeli, Allahü teâlânın razı olduğu, beğendiği şeyleri yapmakla geçirmelisin.
Delikanlı sordu:
- Ne ile mesela efendim?
- Mesela beş vakit namazı, dünya işlerini düşünmeyerek ve cemaat ile kılmalı, (Tadil-i erkan) ile kılmaya dikkat etmelisin.
- Başka efendim?
- Seher vakitleri istiğfar etmeli, gafletten, nefse uymaktan lezzet almamalısın. Dünyanın geçici lezzetlerine aldanmamalı, ölümü hatırlamalı, ahiretin dehşet ve şiddetini göz önüne getirmelisin.
Ve özetledi:
- Kısacası, yüzünü dünyadan ahirete çevirmeli, dünya işleri ile zaruret miktarı uğraşmalı, başka zamanlarda, hep ahireti kazandıracak işleri yapmalısın.
Dünyadan maksat nedir?
Bir gün de sevdiği bir genç;
- Dünya nedir efendim? diye sordu bu zata.
Cevabında;
- Dünya gölge gibidir, buyurdu. Ona güvenen pişman olur. O seninle kalsa da, sen onunla kalmazsın. Dünyadan çıkmadan önce, kalbinden dünya sevgisini çıkar.
Ve devam etti:
- Dünya lezzetlerine aldanmayan, Cennet nimetlerine kavuşur. İki alemde kıymetli ve muhterem olur. Dünya harabtır. Şerbetleri serabtır. Nimetleri zehirli, safaları kederlidir.
Şöyle bitirdi:
- Dünya, kendini kovalayandan kaçar. Kaçanı kovalar. Dünya bala, içine düşenler de sineğe benzer. Nimetleri geçici, halleri değişicidir.
|