Evliyanın en büyüklerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Efendim, Cennette Allahü teâlâyı görecek miyiz? diye sordular.
Cevabında;
- Evet, müminler Cennette Allahü teâlâyı göreceklerdir, buyurdu. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir.
Ve açıkladı:
- Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek, elbette nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. Belki, gören de, nasıl olduğu bilinmeyen bir hâl alır ve öyle görür.
Arzettiler:
- Bazıları görülemez diyorlar efendim.
- Evet, öyle diyenler var. Bu gibi derin meselelerde iman şerefine kavuşmak, ancak Muhammed aleyhisselamın yoluna uymak ışığı ile nasib olur.
Ve ekledi:
- Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir ki, (inkâr eden, mahrum kalır) sözü meşhurdur.
Her şeyi Allah yarattı
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ, yerlerin, göklerin yaratıcısıdır, buyurdu. Dağları, denizleri, ağaçları, meyveleri, madenleri O yaratmıştır.
Ve ekledi:
- Mikropları, hayvanları, atomları, elektronları, molekülleri yaratan hep Odur.
Şöyle devam etti:
- Birinci semayı yıldızlarla süslediği gibi, yeryüzünü, insanları yaratmakla süslemiştir. Basit cisimleri, elemanları, O yaratmıştır. Bileşik cisimler, Onun yaratması ile hasıl olmuştur.
Ve ilave eti:
- Her şeyi yoktan var eden Odur. Ondan başka her şey yok idi.
Ve özetledi:
- Bütün semavi dinler, Allah’tan başka, her şeyin yok iken, sonradan var olduğunu bildirmektedir.
|