Evliyanın en büyüklerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, Eshab-ı kiram efendilerimiz öyle yüksek insanlardır ki, cenâb-ı Hak onları, sevgili Habibine arkadaş olarak seçmiştir, buyurdu.
Ve ekledi:
- O büyükleri tazim etmek, hürmet etmek, insanların en iyisini tazim etmek, hürmet etmektir. Onlara hürmetsizlik ve tahkir etmek, Onu tahkir olur.
Ve daha açıkladı:
- İnsanların en iyisi olan Muhammed aleyhisselamın sohbetini, sözlerini tazim etmek, kıymet vermek için, Onun arkadaşları olan Eshab-ı kiramın hepsine tazim etmek, kıymet vermek lazımdır.
Son olarak;
- Büyüklerimiz; (Eshab-ı kirama tazim etmeyen, kıymet vermeyen bir kimse, Resulullaha iman etmemiş olur) buyuruyorlar.
Kelime-i şehadetin mânâsı
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim Kelime-i şehadetin mânâsı nasıldır? diye sordular.
Cevabında;
- Bu şehadet kelimesinin mânâsı, “Görmüş gibi bilir ve inanırım ki, Allahü teâlâdan başka, varlığı lazım olan, ibadet ve itaat olunmaya hakkı olan, hiç ilah, hiçbir kimse yoktur. Görmüş gibi bilir, inanırım ki, Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın hem kulu, hem Peygamberidir” demektir.
Ve daha açıkladı:
- Onun gönderilmesi ile, Ondan önceki Peygamberlerin dinleri tamam olmuş, hükümleri kalmamıştır. Sonsuz saadete kavuşmak için, ancak Ona uymak lazımdır. Onun her sözü, Allahü teâlâ tarafından kendisine bildirilmiştir. Hepsi doğrudur. Yanlışlık ihtimali yoktur.
Şöyle bitirdi:
- Müslüman olmak isteyen bir kimse, önce bu kelime-i şehadeti ve mânâsını söyler. Sonra guslü, namazı ve lazım oldukca, farzları, haramları öğrenir.
|