Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmed Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- İman ve itikat aynıdır, buyurdu. Bunları anlatan geniş ve derin ilme (İlm-i kelam) denir.
Ve ekledi:
- Amel edilecek, yani kalb ile ve beden ile yapılacak ve sakınılacak şeylere, (İslamiyet), beden ile yapılacak hükümleri bildiren ilme, (İlm-i fıkıh) denir.
Ve daha açıkladı:
- Dört mezhebin kelam kitapları aynı olup, fıkıh kitapları başka başkadır. Halk için, yani tahsili olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi ve yapması gereken iman, ahlak ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkca anlatan kitaplara (İlm-i hâl) kitapları denir.
Ve öğütledi:
- Dinini bilen ve seven ve kayıran mübarek insanların ilm-i hâl kitaplarını alıp, çoluğuna ve çocuğuna öğretmek, her Müslümanın birinci vazifesidir.
Sordular:
- Her kitaptan din öğrenilmez mi efendim?
- Asla! Kendilerine din adamı ismini ve süsünü veren cahil ve sapık kimselerin sözlerinden ve yazılarından din öğrenmeye kalkışmak, kendini Cehenneme atmaktır.
Güler yüzlü olun!
Bir gün de;
- Mümin olmanın alameti, güler yüzlü olmaktır, buyurdu.
Sordular:
- Herkese karşı mı güler yüzlü olacağız?
- Evet. Müslim-gayr-i müslim herkese karşı güler yüzlü olmalıyız. Çünkü Müslümana çatık kaşlı olmak yakışmaz.
Ve ekledi:
- Mümin olmanın alameti güler yüz olduğu gibi, münafık olmanın alameti de çatık kaşlı olmaktır.
|