Büyük İslam âlimlerinden Derviş Muhammed “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün Meleklerden sordular.
Cevaben;
- Melekler, Allahü teâlânın kıymetli kullarıdır, buyurdu. Allahü teâlânın emirlerine isyan etmez, emrolunduklarını yaparlar.
Sordular:
- Evlenirler mi efendim?
- Hayır, evlenmeleri yoktur. Doğurmaz ve çoğalmazlar. Allahü teâlâ, bunlardan bazılarını peygamber olarak seçmiş, diğer meleklere haber götürmek vazifesi ile şereflendirmiştir.
Ve ekledi:
- Peygamberlerin kitaplarını ve sahifelerini getiren bunlardır. Mesela Enam suresini Cebrail “aleyhisselam” ile birlikte yetmişbin melek getirmiştir.
- Melekler hata eder mi efendim?
- Hayır, bunlar hata etmez, unutmaz, yanılmaz, hile yapmaz ve aldatmazlar. Allahü teâlâdan getirdikleri hep doğrudur. Şüpheli, ihtimalli değildir.
Şöyle bitirdi:
- Melekler, Allahü teâlânın azameti, celali, büyüklüğünden korkudadır. Kendilerine verilen emirleri yapmaktan başka işleri yoktur.
Hidayete sebep olmak
Bir gün de sordular bu mübarek zata:
- Efendim, bir insanın hidayetine sebep olmak çok sevap değil mi?
- Elbette.
- Ne kadar sevap efendim?
- Peygamberimiz “aleyhisselam”, hazret-i Ali’ye “radıyallahü anh” ne buyurmuş biliyor musunuz?
- Ne buyurmuş efendim?
- "Yâ Ali, sen bir kişinin hidayetine sebep olursan, güneş o gün, senden daha iyi bir kimseye ışık vermez. O gün sen, dünyanın en kıymetli insanı olursun" buyurmuşlardır.
|