Büyük İslam âlimlerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün bazı gençler nasihat istedi.
Cevaben;
- Cehennemden kurtulmak isteyen, helal ve haramları iyi öğrenmeli, helal kazanıp, haramdan kaçınmalıdır, buyurdu.
Ve devam etti:
- İslamiyet’in sahibinin yasak ettiği şeylerden sakınmalı, İslamiyet’in hududunu aşmamalıdır.
Sonra bir âh Çekti:
- Gaflet uykusu ne zamana kadar sürecek? Kulaklardan pamuk ne vakit atılacak? Ecel gelince, insanı uyandıracaklar, gözleri kulakları açacaklar. Fakat, o zaman pişmanlık işe yaramayacak. Rezil olmaktan başka, ele bir şey geçmeyecektir.
Şöyle devam etti:
- Hepimize ölüm yaklaşıyor. Ahiretin çeşit çeşit azabları, insanları bekliyor. İnsan öldüğü zaman, kıyameti kopmuş demektir.
Gençler sordu:
- Ne tesviye edersiniz efendim?
- Ölüm uyandırmadan ve iş işten geçmeden önce uyanalım! Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını öğrenip, şu birkaç günlük ömrümüzü, bunlara uygun geçirelim. Kendimizi ahiretin çeşitli azablarından kurtaralım!
Şöyle bitirdi:
- Âyet-i kerimede mealen; (Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır) buyuruldu.
İyi insan nasıl olur?
Bir gün de;
- İyi Müslüman nasıl olur efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- İyi Müslüman, kimseyi üzmeyen ve herkese güler yüz, tatlı dil gösteren insandır, buyurdu.
Sordular:
- Ya namaz kılmak, oruç tutmak efendim?
- Bunlar, herkesin asli vazifesidir, buyurdu. Zaten yapacaktır.
- İyi insanın başka alameti var mı efendim?
- Elbette. İyi insan, kendini herkesten kötü ve günahkâr bilir. Eğer kendini beğeniyorsa, o, iyi insan değildir.
|