Büyük İslam âlimlerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, teheccüd zamanında ne gibi ibadetler yapmalı? diye sordular.
Cevabında;
- Teheccüd zamanında, tövbe, istiğfar etmek, Allahü teâlâya iltica etmek, yalvarmak, günahlarını düşünmek, ayıplarını, kusurlarını hatırlamak, kıyametteki azabları düşünüp korkmak, Cehennemin sonsuz acılarından titremek lazımdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bu zamanda af ve mağfiret için çok yalvarmalıdır. O zaman ve her zaman yüz kere (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve mânâsını düşünerek söylemelidir.
Son olarak;
- Hadis-i şerifte; (Kıyamette, sahifesinde çok istiğfar bulunanlara, müjdeler olsun!) buyuruldu.
İstiğfar, her kapıyı açar
Bir gün de istiğfar etmekten sordular.
Cevabında;
- Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için, istiğfar okumak çok faydalıdır, buyurdu. Tecrübe edilmiştir. Ölümden başka, her dertten kurtarır.
Ve ekledi:
- Eceli gelenin de, ağrısız, sıkıntısız ölümüne yardım eder. Her sıkıntıdan kurtaracağı ve rızkı arttıracağı, hadis-i şerifte bildirildi.
Sordular:
- Mânâsını düşünmek lazım mı efendim?
- İyi olur. İstiğfarı ve bütün duaları, mânâlarını düşünmeden, temiz kalb ile söylemezse, yalnız ağız ile söylerse, hiç faydası olmaz. Ağız ile üç kere söyleyince, temiz kalb de söylemeye başlar.
Devam etti:
- Günah işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için, ağız ile çok söylemek lazımdır. Hele namaz kılmayanın ve haram lokma yiyenin kalbi simsiyah olur. Böyle kalbler de söylemeye başlaması için, ağız ile en az yetmiş kere söylemelidir.
|