Büyük İslam âlimlerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün Halifelerden sordular.
Cevabında;
- Dört halifenin birbirinden yükseklikleri, hilafetleri sırası iledir, buyurdu.
Ve izah etti:
- Çünkü, doğru yolda olan âlimlerin hepsi; (Peygamberlerden sonra, insanların en üstünü, Ebu Bekr-i Sıddîk, ondan sonra, Ömer-ül-Faruk hazretleridir) buyuruyorlar.
Sordular:
- Üstünlük neye bağlıdır efendim?
- Efdal olmak, yani üstünlük, fazileti, meziyeti, iyi sıfatları çok olmak değildir.
- Ya nedir efendim?
- Önce imana gelmek, din için herkesten çok mal vermek ve canını tehlikelere atmaktır.
Ve daha açıkladı:
- Yani dinde, sonra gelenlere, üstad olmaktır. Sonra gelenler, her şeyi, öncekilerden öğrenir.
Şöyle bitirdi:
- Bu üç şartın hepsi, Sıddîk hazretlerinde toplanmıştır. Herkesten önce imana gelmiş, malını ve canını din için feda etmiş, bu nimet, bu ümmette, ondan başkasına nasib olmamıştır.
Onların hepsini sevmeliyiz
Bir gün de Eshab-ı kiramdan sordular bu mübarek zata.
Cevap olarak;
- Eshab-ı kiram çok büyük insanlardır, buyurdu. Hepsini sevmemiz ve hürmet etmemiz lazımdır.
Ve sebebini açıkladı:
- Çünkü, onları sevmek, Peygamber efendimizin “aleyhisselam” sevgisinden dolayıdır. Nitekim bir hadis-i şerifte; (Onları seven, beni sevdiği için sever) buyuruldu.
Ve altını çizdi:
- Onları sevmemekten, herhangi birine düşmanlık etmekten çok sakınmalıyız. Çünkü, onlara düşmanlık, Peygamber efendimize “aleyhisselam” düşmanlık olur. Hadis-i şerifte; (Onlara düşmanlık eden, bana düşman olduğu için eder) buyuruldu.
|