Büyük âlim ve Velilerden Hakim-i Tirmizi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Efendim, din işlerini akılla çözmek mümkün müdür? diye sordular.
Cevabında;
- Mümkün değil, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü noksandır. Peygamberlerin gelmesiyle tamamlanmıştır, buyurdu. Din işlerinde akla güvenilemez. Din işleri akıl ile ölçülemez. Din işleri, akıl üzerine kurulamaz.
Ve izah etti:
- Çünkü, akıl, bir kararda kalmaz. Herkesin aklı, birbirine uymadığı gibi, bir adamın, selim olmayan aklı da, bazen doğruyu bulur, bazen de yanılır ve yanılması daha çok olur.
Ve özetledi:
- En akıllı denilen bir kimse, din işlerinde değil, mütehassıs olduğu dünya işlerinde bile, çok defa yanılır. Çok yanılan bir akla güvenilebilir mi? Hele devamlı, sonsuz olan ahiret işlerinde, ona uyulur mu?
Helal ve haram ne demektir
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim helal ve haram ne demektir? diye sordular.
Cevaben;
- Her şeyi, Allahü teâlâ yaratmıştır, buyurdu. Her şeyin sahibi, maliki Odur.
Ve ekledi:
- Kullanmamız için izin verdiği şeylere, helal, izin vermediği şeye de, haram denir.
Ve misal verdi:
- Mesela, bir erkeğe, iki kız kardeşten birini nikahla almayı helal eyledi. İkincisini de aynı zamanda almayı haram etti.
Ve özetledi:
- Velhasıl Haram demek, sahip ve halık olan Allahü teâlânın, bir şeyi kullanmaya izin vermemesi demektir. Helal ise, o yasak düğümünü çözmek demektir.
|