Büyük İslam âlimlerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün namazın öneminden bahsederken;
- En kıymetli ibadet, beş vakit namaz kılmaktır, buyurdu. Namaz kılan, dinini doğrultmuş, kılmayan ise yıkmış olur.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Kıyamette, önce namazdan sorulacaktır. Namaz doğru kılındı ise, kurtulacaktır. Namazı bozuk ise, işi kötü olacaktır) buyuruldu.
Ve özetledi:
- Namazını kılan bir kimse, Müslümandır.
Sordular:
- Ya kılmazsa efendim?
- Kılmayanın Müslümanlığı şüphelidir.
Deniz yanında damla gibi
Bir gün de sohbetinde;
- Farz ibadetin yanında nafile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur, buyurdu. Deniz yanında, damla kadar bile değildirler.
Ve ilave etti:
- Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor. Kazaları kıldırtmayıp, nafilelere yol gösteriyor. Zekat verdirmeyip, nafile sadakaları güzel gösteriyor.
Ve altını çizdi:
- Halbuki, zekat niyeti ile fakire bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekten daha sevabtır.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü zekat vermek, farzı yapmaktır. Zekat niyeti olmadan verilenler ise, nafile ibadettir.
En mesut insan kimdir?
Bir gün de;
- Dünyada en mesut insan, hak söze Peki diyendir, buyurdu. Olmak için, ölmek lazım.
Ve izah etti:
- Yani iyi Müslüman olmak için kızmayın, sabredin. Huzurlu olmak isteyen, yüzünü ahirete çevirsin. Yani bırakın başkasını. Kendinize dönün. Ahirette, size sizden sorulacak, başkasından değil.
|