Büyük İslam âlimlerinden Kâdî Muhammed Zâhid “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Allahü teâlânın razı olduğu işler, ikiye ayrılır: Biri, Onun emrettiği (Farz)lar, ikincisi, farz olmayan (Nafile)lerdir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Nafilelerin, farzlar yanında hiç kıymeti yoktur.
Ve daha açıkladı:
- Bir farzı, vaktinde yapmak, vakti geçmiş ise hemen kaza etmek, halis niyet ile bin sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir.
Sordular:
- Namaz da dahil mi efendim?
- Evet, nafile namaz, sadaka, oruç, zikretmek ve başka nafilelerin hepsi böyledir. Hatta, bir farzı yaparken, bunun bir sünnetini, bir edebini gözetmek ve bir mekruhundan sakınmak da, böyle kıymetlidir.
Bir farzı yapmayıp da…
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, zekat vermek farz olduğu için, bir altın zekat vermek, dağlar ağırlığında altını sadaka vermekten daha iyidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; (Bir insanın malayani ile vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğinin alametidir) buyuruldu.
Sordular:
- Malayani nedir efendim?
- Malayani, faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine, nafile ibadet yapmak, malayani ile vakit geçirmek olur.
Ve özetledi:
- Nafilelerin farz yanındaki kıymeti, bir damlanın, deniz yanındaki kıymeti kadar bile değildir. Sünnetin farz yanındaki kıymeti de böyledir.
Kıymetli olmak ister misin?
Bir gün de sevdiği birine;
- İnsanlar nazarında kıymetli olmak ister misin? diye sordu.
Adamcağız;
- İsterim efendim, dedi.
- Öyleyse insanların kıymet verdiğine kıymet verme, buyurdu.
Sordu yine:
- Peki Allah katında kıymetli olmak ister misin?
- Tabii efendim, çok isterim.
- Öyleyse Allahü teâlânın kıymet verdiğine kıymet ver.
|