Büyük İslam âlimlerinden Abdülhalık-ı Goncdüvani “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün nasihat isteyen bazı gençlere;
- Evlatlarım, her şeyden önce, itikadı düzeltmek lazımdır, buyurdu. Peygamber efendimizin “aleyhisselam” Allahü teâlâdan getirdiği bilgilerden zaruret ve tevatür yolu ile bizlere gelmiş olanları öğrenip inanmalıyız!
Sordular:
- Onlar nelerdin efendim?
- Mesela kıyamette Haşra, yani, hesap yerinde toplanmaya ve Neşre, yani, hesaptan sonra, Cennete veya Cehenneme dağılmaya ve sonsuz azab ve nimetlere ve bunlar gibi bilgilerin doğru olduklarına ve hiç şüphe olmadığına inanmak lazımdır.
Ve vurguladı:
- Bunlara itikat olmazsa, kıyamette kurtuluş olamaz.
Delikanlı sordu:
- İtikattan sonra mühim olan nedir efendim?
- İtikadı düzelttikten sonra, fıkıh bilgilerini öğrenmeli ve yapmalıdır. Yani farzları, vacibleri, hatta sünnet ve müstehabları yapmak, helalı ve haramı gözetmek ve İslamiyet’in hududunun dışına taşmamak lazımdır.
Ve özetledi:
- Ancak, böylece ahiret azablarından kurtulmak düşünülür.
Tövbe nasıl olur?
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, tövbe ve istiğfar kalb ile, dil ile ve günah işleyen aza ile birlikte olmalıdır, buyurdu. Kalb pişman olmalı, dil, dua etmeli, yalvarmalı, aza da günahtan çekilmelidir.
Ve ekledi:
- Âyet-i kerimede mealen; (Bana istiğfar edin. Dualarınızı kabul ederim, günahlarınızı affederim) buyuruldu.
Sordular:
- İstiğfarın mânâsı nedir efendim?
- İstiğfar, beni affet Allah’ım, demektir.
|