Büyük Velilerden Nizameddin Evliya “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, (Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu) hadis-i şerifinin mânâsı nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Bu hadis-i şerifte geçen Sünnet kelimesi, İslamiyet yolu demektir, buyurdu. Çünkü, mümin kimse, büyük günah işlese de, şefaatten mahrum olmaz.
Ve ilave etti:
- Nitekim hadis-i şerifte; (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu.
Şöyle devam etti:
- Resulullahın Hak teâlâdan getirdiği dine tâbi olmak lazımdır. Bunu terk eden, şefaate kavuşamaz.
Az daha açıkladı:
- Bu hadis-i şerifteki sünnet, yapması vacib olan şeyler demektir ki, bu da, Eshab-ı kiramın, Tâbiin ve Tebe-i tâbiinin imanı ve ibadetleridir. Bu sünnete yapışanlara, (Ehl-i sünnet) denir.
Ve netice:
- O halde, hadis-i şerifin mânâsı, inanılacak şeylerde ve yapılacak ve sakınılacak işlerde Ehl-i sünnetten ayrılanlar, şefaate kavuşamayacaklardır demektir.
İyi Müslüman nasıl olur?
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ederken;
- Efendim, iyi bir Müslüman nasıl olur? diye sordular.
Cevabında;
- İyi Müslüman, önce dinini öğrenir, doğru anlar, öğrendiğiyle amel eder ve bunları başkalarına da öğretmeye çalışır, buyurdu. Sonra o, kimseyi incitmez.
- Hiç namaz ve oruçtan bahsetmediniz, dediler.
Buyurdu ki:
- Namaz ve oruç, kulluk vazifemizdir. Elbette yapacağız. Ama bilin ki, Müslümanlık sadece namaz ve oruçtan ibaret değildir. Bunları yaptıktan sonra mühim olan, kimseyi incitmemektir.
|