Büyük âlim ve Velilerden Hakim-i Tirmizi “rahmetullahi aleyh” hazretlerinden, bir gün nasihat istediler.
Cevaben;
- Dünyanın tatlı şeyleri ve geçici nimetleri, ancak bu parlak dine uymakta yardımcı oldukları zaman, faydalı ve helal olurlar, buyurdu.
Ve devam etti:
- Dünya kazancı, ahiret kazancı ile birlikte olduğu zaman işe yarar. Ahireti kazanmaya yardımcı olmayan dünya nimetleri, şekerle kaplanmış zehir gibidirler.
Ve ekledi:
- Bunlarla, ahmak olanlar aldatılmaktadır.
Sonra bir âh Çekti.
- Allahü teâlânın bildirdiği tiryak ile bu zehirlere ilaç yapmayanlara yazıklar olsun! Bu şekerli, tatlı zehirleri, İslamiyet’in emir ve yasaklarını yapmak güçlüğüne katlanarak tedavi etmeyenlere çok acınır.
Ve özetledi:
- Kısacası, İslamiyet’e uymak için biraz çalışan, biraz harekete geçen kimse, sonsuz olan kazançlara kavuşur.
Önce lazım olan şey
Bir gün de nasihat isteyen bazı gençlere;
- Her mümine önce lazım, birinci farz olan şey, imanı, farzları, haramları öğrenmektir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Bunlar öğrenilmedikce, Müslümanlık olamaz. İman elde tutulamaz. Hak borçları ve kul borçları ödenilemez. Niyet, ahlak düzeltilemez ve temizlenemez.
Ve altını çizdi:
- Düzgün niyet edilmedikce, hiçbir farz kabul olmaz. Hadis-i şerifte; (Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevabtır) buyuruldu.
|