Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Nûr Bedevani “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Çok günah işliyoruz. Tövbe edersek, Allahü teâlâ affeder mi efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Elbette buyurdu. Bu ümmetin günahları çoktur. Fakat, Allahü teâlânın af ve mağfireti de sonsuzdur. Allahü teâlâ, bu ümmete af ve mağfiretini o kadar saçacak ki, geçmiş ümmetlerden hiçbirine böyle merhamet ettiği bilinmiyor.
Ve ekledi:
- Doksandokuz rahmetini, sanki bu günahkâr ümmet için ayırmıştır. İkram, ihsan, kabahatliler, günahlılar içindir. Allahü teâlâ, affetmeyi ve mağfiret etmeyi sever.
Şöyle devam etti:
- Bunun için, bu ümmet, ümmetlerin en hayırlısı oldu. Bunların şefaat edicisi olan Kelime-i tevhid, kelimelerin en kıymetlisi oldu. Bunların şefaatcileri olan Peygamberleri, Peygamberlerin en üstünü oldu.
Şöyle bitirdi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Allahü teâlânın, günahlarını iyiliklerle değiştireceği kimseler, onlardır. Allahü teâlânın mağfireti, merhameti sonsuzdur) buyuruldu.
Azrail gelirse, kov gitsin!
Bir gün de nasihat isteyen bir gence buyurdu ki:
- Evladım, Azrail ruhunu almaya gelirse, kov gitsin!
Genç şaşırmıştı:
- Nasıl olur efendim? Melek hiç kovulur mu?
- Öyleyse şimdiden ölüme hazırlan.
Sonra buyurdu ki:
- Mezarda, Münker-Nekir melekleri gelince, kov onları da. Seni suale çekmesinler.
- Onları da kovamam efendim.
Buyurdu ki:
- Öyleyse kabir suallerine cevap hazırla.
|