Âlim ve Evliyanın büyüklerinden Alî Ramiteni “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler gelerek;
- Efendim, bazı kimseler; (Bu alemde her şey tesadüf eseri meydana gelmiştir) diyorlar. Bunlara nasıl cevap verebiliriz? diye sordular.
Cevaben;
- Bu söz, cahilce söylenmiş sözdür, buyurdu.
Ve şöyle izah etti:
- Daktilo ile yazmasını bilmeyen bir kimse, bir daktilonun tuşlarına gelişigüzel mesela beş kere bassa, elde edilen beş harfli kelimenin bir mânâ ifade etmesi mümkün müdür?
Gençler;
- Mümkün değil efendim, dediler.
Ve devam etti:
- Peki, yine böyle gelişigüzel tuşlara basmakla bir cümle yazmak istenilse idi, bir mânâ ifade eden bir cümle yazılabilecek mi idi?
- İmkansız efendim.
- Kaldı ki, bu şekilde bir sahife yazı veya kitap teşkil edilse, sahifenin ve kitabın, tesadüfen belli bir konusu bulunacağını sanan kimseye akıllı denilebilir mi?
- Denilmez tabii efendim.
- Öyleyse bu kâinatı yaratan bir kudret sahibi vardır ki, o da Allahü teâlâdır.
Ecelimiz yaklaşıyor
Bir gün de bu mübarek zata;
- Bu gece nasıl sabahladınız efendim? diye sordular.
Başladı ağlamaya. Soranlar şaşırdı:
- Efendim iyi misiniz?
Buyurdu ki:
- Ölümü unutmuş, günahı da çok olan bir kimsenin hali nasıl olur?
Göz yaşlarını silip devam etti:
- Ömrümüz azalıyor, günahımız artıyor. Akıbet Cennet midir, Cehennem mi? O da belli değil. Bu halde olan bir insan, ağlamasın da ne yapsın?
|