Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Bize İslamiyet hakkında bilgi verir misiniz efendim, dediler.
Cevaben;
- İslamiyet, yalnız Müslümanlarla değil, gayr-ı müslim vatandaşlarla da, bid’at sahipleri ve başka mezhebten olanlarla da iyi geçinmeyi ve her cihetten iffeti ve hayayı emreder, buyurdu.
Şöyle devam etti:
- İslamiyet, tam sıhhatli olmayı emredip, tembelliği, boş vakit geçirmeyi red ve men eder. Ziraatı, ticareti ve sanatı, kati olarak emreder. İlme, fenne, tekniğe, endüstriye, lâyık olduğu üzere, ehemmiyet verir.
Ve ilave etti:
- Dinimiz, insanların yardımlaşmasını, birbirlerine hizmet etmesini ehemmiyet ile istemekte olup, dini, vatanı, mezhebi ve inanışı başka olanların, canlarını, mallarını ve namuslarını korumayı emir ve cebreder.
Şöyle bitirdi:
- Velhasıl İslamiyet, fertlerin, evladın, ailenin ve milletlerin haklarını ve vazifelerini öğretmekte, dirilere, geçmişlere, geleceklere, herkese karşı bir hak ve mesuliyet gözetmektedir.
Kadın, dört şeyi yaparsa
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, kadının yapacağı günahlardan, ona izin veren erkekleri de ceza görecektir, buyurdu. Halbuki, erkeğin günahları, kadına zarar vermemektedir.
Ve ekledi:
- İslamiyet’te, kadın harbe de gitmez. Dünyada rahat ve mesut olduğu gibi, onun Cennete gitmesi de çok kolaydır. Dört şeyi yapan, yani kocasına hıyanet etmeyen, beş vakit namaz kılan, Ramazan-ı şerifte oruç tutan ve namusunu koruyan kadın Cennete gidecektir.
Nitekim;
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Bir kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan ayında oruç tutar, namusunu korur ve zevcine itaat ederse, dilediği kapıdan Cennete girer) buyuruyor.
|