Büyük İslam âlimlerinden Alî Ramiteni “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün, evladı vefat etmiş olan bir kimseye şunu anlattı:
Resulullah efendimiz “aleyhisselam”, oğlu vefat eden bir sahabiye buyurdu ki:
- Muhakkak bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mallarımız, servetimiz, kadınlarımız ve çocuklarımız, Allahü teâlânın, sayısız nimetlerinden ve faydalı ihsanlarındandır.
Ve ilave etti:
- Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emanet olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli bir zamanda faydalanırız. Vakti gelince, hepsini geri alacaktır.
Ve öğütledi:
- Allahü teâlâ, bu nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi, vakti gelip geri alarak üzüldüğümüz zaman da, sabretmemizi emreyledi.
Şöyle devam etti:
- Senin bu oğlun, Allahü teâlânın tatlı, faydalı nimetlerinden idi. Geri almak için sana emanet bırakmış idi. Seni, oğlun ile faydalandırdı. Herkesi imrendirecek şekilde sevindirdi, neşelendirdi.
Sözlerine devamla;
- Şimdi, geri alırken de, sana çok sevab, iyilik verecek, acıyarak, doğru yolda ilerlemeni, yükselmeni ihsan edecektir. Bu merhamete, ihsana kavuşabilmek için sabretmeli. Onun yaptığını hoş görmelisin! Kızar, bağırır, çağırırsan, sevaba, merhamete kavuşamazsın ve sonunda pişman olursun.
Şöyle bitirdi:
- Ağlamak, sızlamak, derdi belayı geri çevirmez. Üzüntüyü dağıtmaz! Kaderde olanlar başa gelecektir. Sabretmek, olmuş bitmiş şeye kızmamak lazımdır.
İnsana secde caiz olsaydı
Bir gün de buyurdu ki:
- Beyinin hukukunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır.
Sordular:
- Ya rızasını kazanırsa efendim?
- O zaman Cennete kolay girer, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Efendimiz “aleyhisselam”; (İnsanın insana secde etmesi caiz olsaydı, hanımların beylerine secde etmelerini emrederdim) buyuruyor.
|