Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün sevdiği bir gence;
- Yavrum! Kıyamet yaklaştı. Küfür ve günah zulmetleri, kalbleri karartan şeyler çoğaldı. Herkes, bu karanlık akıntılara sürüklenmektedir, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Bize ne tavsiye edersiniz efendim?
- Resulullahın sünnetine uymaktan başka çare yoktur. O yüce Peygamberin izinden gitmedikçe felaketlerden kurtulmaya uğraşmak boşunadır. Yani Allahü teâlânın sevgili Peygamberine “aleyhisselam“ uymadıkça, Allahü teâlâyı sevmek saadeti ele geçemez.
Ve ekledi:
- İmran suresinin otuz birinci âyetinde mealen; (Allahü teâlâyı seviyorsanız, bana tâbi olunuz! Bana uyanları Allah sever!) buyuruldu. Allahü teâlâ, Habibine böyle demesini emretmektedir.
Şöyle bitirdi:
- Saadete kavuşmak isteyen kimse, bütün adetlerini, ibadetlerini ve alış-verişlerini Onun gibi yapmaya çalışmalıdır. Görünen görünmeyen bütün iyilikler, bütün üstünlükler, ancak o yüce Peygamberi “aleyhisselam“ sevmekle ele geçebilir. Yükselebilmenin, ilerlemenin ölçüsü, bu sevgidir.
Namazını doğru kıl
Bir gün de nasihat isteyen bir gence;
- Namazlarını, Allahü teâlânın beğeneceği şekilde kıl evladım, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Allahü teâlâ hangi namazı beğenir efendim?
- Farzlarına, vaciplerine, sünnetlerine ve müstehablarına tam riayet ederek kılınan namazı beğenir.
- İnşallah böyle kılmaya çalışacağım efendim.
- İnşallah oğlum. Bunu başarabilirsen, günah işlemekten korunmuş olursun. Doğru kılınan bir namaz, insanı çirkin işleri yapmaktan alıkor.
- Efendim, her işte başarılı olmak istiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz?
- Güler yüzlü, tatlı dilli ol. Herkesle iyi geçin.
- Baş üstüne.
- Akıllı insan kimdir, biliyor musun oğlum?
- Kimdir efendim?
- Dünyada iken ahirete hazırlık yapandır.
|